Feza ve Balina, albümlerinin lansmanı için Duble Lansman ismiyle Babylon’daydı. Biz de oradaydık.
Sahneye ilk çıkan grup Feza oldu. Peyote’de de defalarca çıkan bu iki grup, lansman için Babylon’u seçmişti.
Seyirci yerini almaya başladığında Feza ilk riff’lere girdi. Volkswagen Arena dışında çok iyi ses düzenine sahip mekan uzun zamandır görmedim. Babylon’un Bira Fabrikası’ndaki sahnesinin ses düzeni de müthiş değil ne yazık ki.
İlk grup Feza
Arda Söyletir, Şakir Kış, Mehmet Demirdelen’den oluşan Feza, stoner rock’ın öküzleme distortion’ı terimini bass gitar için söyletiyor. Hani her zaman deriz ya, “abii bass’ı açın, duymuyoruz” diye… Bu sefer tam tersi oldu. Varsın biraz da gitarı duyamayalım be. Bu sefer hiç rahatsız etmedi gitarı az duymak. Hepimiz bass gitar’a odaklanmıştık çünkü. Uzun zamandır yerli metal konserine gitmemiştim ve fabrika ayarlarıma dönmüş gibi hissettim.
Parçalar albümdekiyle tamamen aynıydı dediğim anda öğrendim ki, “albüm kaydı zaten hücum kayıtlardan oluşuyordu. Tüm albüm hücum kaydedildi ve böyle basıldı.” Bunun müthiş bir detay olduğunu düşünüyorum. Helal be çocuklara. 21. yy’da kanal kaydın o kadar da elzem olmadığını mı oğrettiler yoksa teknoloji o kadar ilerledi ki hücum kayıtlar, kanal kayıt kalitesinde artık mı dedirttiler. İkisinin arasında kaldım fakat konumuza dönersek; konserin yıldızı bass gitar riff’leriydi. Sözler ise derin, esrarengiz, karanlık ve etkileyici. Grup, vokal grubu değilse eğer, mikrofon sound-check’leri çok dikkate alınmıyor diye düşünüyorum. ‘Enstrümanlar iyi duyuluyor mu ok o zaman oyna devam‘ gibi bir durum söz konusu genelde. Fakat Feza’nın şarkı sözlerinin duyulmasının mühim olduğunu düşünüyorum. En az yaptıkları besteler kadar etkileyici çünkü.
İkinci grup Balina:
Gitarda Alican Öyke ve davulda Burçin Esen’den oluşan Balina, 70’lerin progressive rock müziğini vokalsiz olarak sunuyor bize. Rock’n Roll gitarlar da duyabiliyorsunuz, kuzeyin karanlığından gelen stoner riff’ler de…
Balina, tecrübeli iki müzisyenden oluşuyor. Konser deneyimleri ve enstürmanlarına hakimiyetleri bariz ancak vokalsiz müzikler, çok melodik olmadığı ya da uzun gitar soloları barındırmadığı sürece ne kadar iyi olursa olsun dinleyiciye “çıkıp biraz hava alalım mı?” sorusunu sorduruyor.
Albümün kayıtları Replikas’tan da tanıdığımız Barkın Engin tarafından yapıldı. O da konserdeydi ve eserini canlı da izlemek herhalde mutlu etmiştir. Ben çok mutlu olurdum kesin. Balina, en az albümdeki kadar lansman konseriyle de dinleyici üzerinde sağlam bir etki bıraktı.
Konser çıkışı, Babylon’dan ayrılırken Çarşamba gecesi şehir merkezinde, geceden keyif alan yaklaşık 100 kişi varmış gibi görünüyordu.
Fotoğraflar @Babylon