Tomorrowland 2018 bu sene olayı gerçekten abarttı. Zaten her abartan EDM festivali gibi ne yazık ki can kaybı dedikoduları da konuşulmaya başlandı ama ne kadar doğrudur bilemiyoruz. Zira henüz yapılmış resmi bir açıklama yok. Yine de bu, TML 2018’in [her sene olduğu gibi] bu sene de inanılmaz setlere ve dj’lere ev sahipliği yaptığı gerçeğini değiştirmiyor.
Armin van Buuren ve Veni Vici’nin liderliği üstlendiği ekibin bir araya getirdiği United şarkısını 2018 anthem’i olarak açıklayan TML’de AvB’nin insanüstü performansı inanılmazdı. Zira Main Stage’de çıktığı ilk gün sahnede 3 dakika parmağını tek bir noktaya kilitleyerek dinleyicilerle dalga geçen setinin sonunda ‘Abi ısınma turunu bitirdim, haberiniz olsun’ mesajını verirken haftasonu ASOT Stage çıkışında üşenmeden tüm dinleyicileri tek tek transın kaydıraklarından kaydıra kaydıra bitap düşürdü.
AvB hızını alamamış olacak ki 1 hafta içinde bu sefer Romanya’daki Untold’da 7 saatlik insanüstü bir performansa daha imza attı. Yazılan yorumlara bakılırsa 10-20 set dinlemek hedefiyle festivale giden bizi kıskanan batının üniversitelerinde okuyan gençleri setlerin ağırlığının gerçek yüzünü gördüklerinde 4-5 sete ancak iştirak edebilmişler. Ne yazık. O avroları ver bakalım GOP’un bağrından kopmuş yağız Türk delikanlısına, her enerjisi bittiğinde akide şekerlerini çaka çaka kaç sete gidiyor. Her neyse.
Bunun yanında Türk Bayrağı da gördük bu TML 2018’de. Tabii AvB setini dinlerken diğer ülke katılımcıları tatlış ve ponçik danslar eylerken bizim gardaşlarımızın dünyanın yıllarca kez üst üste en iyi DJ’i seçilmiş, 2001’den bu yana ASOT prodüktörlüğünü yapan, 37 milyon dinleyicisi olan AvB’yi ‘Bravoaa’ nidaları eşliğinde onaylamaları pek şık değildi. Diğer taraftan, bu sene tüm EDM camiasını üzen bir haberle hayata veda eden Avicii’nin festivalde anılması ve açılan İsveç bayrağı, festivale damgasını vuran olaylardan biri olarak hafızalarda yerini aldı. RIP Avicii.
TML ‘18’de Axwell ve Hardwell’in setleri, EDM favorileri olarak öne çıktılar. Özellikle Axwell’in Sebastian Ingrosso’nun çığırtanklıktan başka pek bir şey yapmadığı mainstage sonrası teklediği performans, her festivalde yaşanan mainstage’e mi gitsek diğer stage’lere mi baksak ikileminin TML’de ne kadar derinleştiğini anlatmaya yetti. Zira ülkemizin popüler Çeşme insanları sayesinde en sevilen DJ’lerinden olmayı başaran ve Türkiye’nin %50’sine göre tek DJ, tek müzik türü, tek dans tipi, tek stage konseptinin global EDM sahnesindeki temsilcisi olan Solomun abimiz mainstage’de kendine yer bulamadı. Diğer taraftan Tiesto da bu sene mainstage’de değildi ve kendisinin yaşının ilerlediği gerçeği dikkati çekti.
Veni Vici, otantik psychedelic setleriyle yine tarzın takipçilerine neden genre’nın 1 numarası olduğunu bir kez daha hatırlattı. Sete AvB ile birlikte düzenledikleri United ile girip Free Tibet ile devam ettiler. Setin sonlarına doğru dinleyicileri sürükleyip götürdüler, getirdiklerinde ise farklı açıyla indiren müthiş dark mix’lere imza attılar. Zira TML’de Veni Vici ile dans edip atletikleşmeyen, hare çıkarıp seviye atlamayan bir tane EDM dinleyicisi yoktur. Varsa da o aslında EDM dinleyicisi değildir, kendisini öyle sanıyordur. Bu konuyu eşelemeyeceğim. EDM’i Coachella’dan ibaret sanan David Baguetta’cılarla uğraşamayacağım zira seti de çok kötüydü.
Steve Aoki’nin klasik Mushi Mushi açılışlı, La Casa de Papel influence’lı seti ve dünyanın (şimdilik) en iyi DJ’i olarak kabul edilen Martin Garrix’in seti dinlemeye değerdi.
Rafine edilmiş, özenle seçilmiş setler de TML Aftermovie’si ile beraber hediye. İyi eğlenceler.
Ozancan Demir