Bizim bir whatsapp grubumuz var. Yaklaşık gün içerisinde 600 taneye yakın mesaj gönderiliyor. Dün gece İrem, Dilber Ay vefat etti dedi. Aznaur ise hemen karşılık olarak “Ölmek Zorunda Mıydın?” dedi. Aznaur’un ince göndermesini anlamayan ben, “Bir Gün daha yaşasaydın” diyerek konuyu devam ettirdim. Oysa Aznaur, orada Dilber Ay’ın Cüneyt Özdemir ile yaptığı bir röportajda yaşanan neşeli bir anı anlatmaya koyulmuş. Biraz geç anladım, ancak anladığımda Dilber Ay’ın samimiyeti ile geç de olsa tanışmış oldum.
Dilber Ay, şöyle bir kadındı, şöyle iyi bir müzisyendi demekten ziyade, Dilber Ay’ın neredeyse her yerde karşıma çıkan samimiyeti üzerine cümleler kurmak isterim. Samimiyeti bu ülkede kaybedeli çok oldu. Etik dışılığın, yeni bir norm olduğu Yeni Türkiye’de, samimiyet kaybettiklerimiz arasında. Samimiyetine inandıklarımız da her geçen gün birer birer bu ülkeyi terk ediyor. Bazısı gidiyor, bazısı bir daha hiç gelmemek üzere bu dünyadan ayrılıyor. Samimiyetine dair ekşi sözlükten bir entry’i buray bırakmak isterim;
“şu hayatta ne kadar güzel insan tanıdıysam hepsi de gapitalizimden nefret ediyorlardı. benim böyle şeylere pek ahlım ermez gardaş… ama bu gapitalizimin çoh şerefsiz bir şey olduğu besibelli…”
vecizesinin sahibi tatlı kişi.”
Samimiyetin en güzel karşılıklarından biri olan Dilber Ay’ı dün akşam kaybettik-ki zaten çok geç de kavuşmuştuk. Erken gitme hali bir tür klişedir, ancak Dilber geç gelip, erken gidenlerden oldu. Henüz 63 yaşında gözlerini hayata kapatan Dilber, ülkemizin en samimi ve önemli türkücülerinden biriydi. O meşhur gırtlağıyla uzun havaların vazgeçilmez ismiydi. Barak havası denen Antep yöresi havaları en çok onun sesine yakışırdı. Sigaralı gırtlağı, Barak havalarına öylesine yakışırdı ki, kendinizi rakı bardağında balık zannederdiniz. Ancak onunla çok geç tanıştık. Biz onunla tanışana kadar kendisi iki kez demir parmaklıklar ardına düşmüştü bile. Bir kez evlendi, bu evliliğinden 2 çocuğu olmuştu ancak mutlu değildi ki, bu evliliğine son verme kararı aldı. 60’a yakın çıkardığı albümle türkücülerin divası olarak hayatımıza dem vurdu, ancak popüler kültürün bir parçası olan hayatımız onu oldukça geç tanıdı. Popüler kültür onunla Sırrı Süreyya Önder ve Muharrem Gülmez’in yönettiği Beynelmilel filmiyle tanıştı, ancak çok geç tanıştı.
Samimiyete hasret olduğumuz şu günlerde, “Gardaşım” deyişiyle kendisini çok özleyeceğiz.