Geçtiğimiz günlerde iki arkadaşımın önerisiyle adı verdiği ilk teklisini dinlediğimde, fazlasıyla post punk etkileşimi hissetmiştim. Ancak şarkıyı birkaç kez dinlediğimde, alt yapıda yer alan elektronik tınıların da varlığından bahsetmek gerekti. Jakuzi’nin prodüktörü olarak da tanıdığımız Taner Yücel’in prodüktör koltuğuna oturduğu Belong’ta, elektronik alt yapılar beni günümüz elektronik sound’undan ziyade 80’lerin çiğ elektronik sesleri üzerine kurulmuş. Yani ne post punk kadar gitar etkileşimli bir sound, ne de elektroniğin baskın olduğu bir yerde Aydın’ın ilk teklisi. Tam ortası. Bu ikilinin ortaya çıkardığı sonuç ise atmosferik bir müzik olmuş. Ne de iyi olmuş?
Post punk ve 80’lerin Çiğ Elektronik Sound’u
80’lerdeki post punk ruhunu fazlasıyla koruyan Anıl, kendine has sakin vokaliyle dinleyenlerde pek belli etmese de derinlerde iz bırakıyor. Hani böyle, çaktırmadan içe işler bazı şarkılar, sızısı sonra çıkar. Anıl’ın tam da benzer bir vokal performansı ve yaklaşımı var. Şarkıdaki tüm dramatik yükü, Anıl’ın omzuna yüklememek gerek. Hiç kuşkusuz burada Belong’un melodik olarak güçlü yanı da oldukça önemli bir noktada yer alıyor. Dile takılan bir melodisi var şarkının. Gün içerisinde “Lalalalalala” diye mırıldarken kendinizi bulursanız, hiç ama hiç şaşırmamalısınız!
Bir Kış Şarkısı
Bu kadar cümleden sonra, bir eleştiri de getirmek gerek. Böylesine bir sonbahar/kış karanlığını barındıran bir parçayı yazın hemen başında çıkarmak, piyasaya yeni giriş yapan bir vokal adına oldukça riskli bir hamle. Bu durum, ister istemez Anıl’ın müziğinde beklenilen ya da beklediği görünürlülüğü sağlayamamasına neden olabilir. Ancak kulislerden duyduğum kadarıyla yeni besteler yoldaymış. Umarım bu tondaki bestelerini sonbahar ya da kış aylarında dinleriz ve depresyonlardan depresyonlara sürükleniriz.