Mind Shifter feat. In Hoodies // E.I.N

Comments (0) Albüm, Bizim Sahneler, Genel, Kritikler

Rap’in mainstreamleşmesi ile alternatif sahne işlerinin yani jurnalistik adı ile üçüncü yenilerin eskisi gibi görünürlüğü kalmadı diyebilirim. Bu cümleler o dönem artık bitti gibi bir iddia taşımıyor elbette. Sadece eskisi gibi görünürlük sağlayamıyorlar. Üstelik rap’in küresel hakimiyetinden sadece üçüncü yeniler değil, tüm müzik türleri fazlasıyla etkilendi. Bazı müzisyenler rap’e kendini eklemlendirmeye çalışırken, bazıları ise farklı yolları deneyerek bu küresel hakimiyet içerisinde kendine yer bulmaya çalışıyor.  Bu tutunma çabalarının merkezi öğelerinden  biri, hiç kuşkusuz artık normalleşmeye başlayan retroya dönüş. Bu durumu Arctic Monkeys’in son albümü üzerine yazdığım şu yazıda biraz derinlere inerek analiz etmiştim. Son örnek ise Mind Shifter feat. In Hoodies‘den geldi: E.I.N.

 Modernize edilmiş 80’ler 

Yerli sahnenin synth-pop gruplarından Mind Shifter ve In Hoodies iş birliğinde geçtiğimiz hafta yayınlanan E.I.N adlı teklide de  80’ler etkisini gözlemek mümkün! Mind Shifter zaten sırtını 80’lere dayayan bir grup olarak doğmuştu. Yeni kadroyla yaptıkları ilk LP “Horizon”da, Depeche Mode‘dan Kraftwerk’e kadar birçok 80’ler referansı görmek mümkündü. Ancak In Hoodies ile birlikte çıkardıkları EP’de ise 80’ler etkisi biraz daha modernize edilmiş. Horizon’daki çiğ 80’ler sound’u yok. Horizon süreci devam ediyor ancak değişim var.

Mind Shifter yeni albümünü Aralık'ta yayınlayacak

Misal bas sesler düzenlemelerde biraz daha ön plana çıkarılmış. Bu ise parçayı biraz daha atmosferik bir çizgiye çekmiş. Yani tok ve dolgun bir ses var kayıtlarda. Bu bas yoğunluğu özellikle In Hoodies‘in vokaliyle birlikte oldukça uyumlu bir hale gelmiş. Burak’ın davulu diğer kayıtlara kıyasla daha ön planda ve kayıtta davullar sentetik bir sese sahip değil. Bu da kulağa oldukça hoş geliyor. Umarım yakında çıkacak albüm Everything Is Now‘da da davulları bu şekilde dinleriz. Parçaya dair ‘olumsuz’ olarak yorumlayabileceğim tek nokta, introsu… Çok tanıdık geliyor ilk 16 saniye, ancak bu durum elektronik müziğin kaderiyle ilişkili. Son dönemlerde elektronik müzik işlerinde bu gibi durumlar çok fazlalaşmaya başladı. Normalleşti bile diyebilirim.

E.I.N kendi içerisinde karanlık bir havaya sahip, ama aynı zamanda mevsimsiz de bir parça. Yani ağır bir depresif hâlden bahsetmiyorum elbette, ama yine de dreamy ezgilerle karanlık bir hava yakalanmış, ki  Everything Is Now‘ın Aralık ayı gibi çıkacağı düşünülürse o dönemlerde albümü dinlemekten daha zevk alacağımı şimdiden söyleyebilirim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir