Rap’in Türkiye’deki yükselişini görmemek ve buna yüz çevirmek neredeyse imkansız. Yer gök rap müzikle dolu. Özellikle Cartel’in 90’lı yılların sonuna doğru yükselişe geçmesiyle Türkiye’deki tanınırlığı artan rap, 2000’lerin başında Ceza ve Sagopa Kajmer ile popüler kültüre dahil olmaya yavaş yavaş başladı. Rap müziğin, genel itibarıyla hip-hop kültürünün 70’ler Bronx’una dayanan uzun bir hikayesi var. Yıllar içinde küresel bir hal alan rap yerelleştirildiği bütün kültürde kendisine farklı özellikler ekledi. Kaçınılmaz olarak yapılan ilk değişiklik sample olarak kullanılan parçalarda ortaya çıktı. Almanya’da Türkçe rap yapanlar evde annelerinin babalarının dinlediği şarkıları sample olarak kullanmaya başladı. Tabi ki aralarında İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay, Müslüm Gürses ve Ferdi Tayfur gibi isimler vardı. Bu etkinin net bir şekilde görüldüğü şarkılardan biri Islamic Force’un Arabesk Rap şarkısıdır. Aradan yıllar sonra da Çetin Çetinkaya’nın Sie Liegt In Meinen Armen (Ich Liebe Dich) şarkısı oldukça fazla dinlendi. Şu an Youtube’da 9.5 milyon dinlemesi olan şarkının 2010’a yani korsan programlarla şarkı indirildiği bir döneme ait olduğunu düşünürsek çok sayıda kişi tarafından dinlendiğini söylemek yanlış olmaz. Rap müzik 90’lar sonuna doğru Almanya’dan Türkiye’ye gelmiş olsa da Ich Liebe Dich benzeri şarkılar o sıralarda Türkiye’de de yapılıyordu. Genelde iğrenç ve leş apaçi müziği olarak adlandırılan arabesk rap’e dair bir iki kelam edilecek bu yazının sonunda sorulabilecek bir soruyu baştan aklımızda tutarak cevap arayalım: Arabesk rap öldü mü?
Dik saçlar, genellikle çakma ve renkli kıyafetler
2000’lerle beraber teknolojik gelişmelerin hız kazanması arabesk rap’in ortaya çıkmasında etkili oldu. Evde bilgisayarı, ses kartı ve mikrofonu olan herkesin yapabileceği bir müzik olması bu müziğin yayılmasında önemli bir nokta. Asi StayLa, iSyanQaR26, ArSız Bela ve daha birçok genç video çekip ya da şarkı kaydedip Youtube’a yükleyebiliyordu. O dönem dijital müzik platformlarının bu kadar yoğun kullanılmadığını düşünürsek arabesk rap’in çektiği dikkat kayda değer. Yıllar önce arabesk ile kentteki sıkışmışlığını dile getiren neslin mirasçısı olarak bu gençler çok daha yüksek sesle isyanını dile getirdi. Özellikle alt sınıf gençlerinin kendilerini ifade edebilmek için bir araç olarak kullandığı arabesk rap, kıyafetten saç tarzına, kullanılan dilden müziğe gençlerin hayatına sirayet etti. Dik saçlar, genellikle çakma ve renkli kıyafetler, harflerin bozularak kullanılması ve kulaklarda kalan ağır arabesk müzikli rap…Tüm bunlar aslında basit bir “saçmalık”tan ibaret değildi ya da bir diğer tabirle “apaçi iğrençliği” (Bu kısım size “arabesk yavşaklığı” meselesini hatırlatmış olabilir.)
Biz de varız
1970’li yıllarda yaşanan köyden kente göç dalgasında gecekondularda beliren dayanışma ağı arabesk rap ile dijitale kaydı. Orta-üst sınıf tarafından işe yaramaz ve tehlikeli olarak görülen bu gençler, yalnız olmadıklarını şarkılarına gelen tepkilerle anladı. Bir çeşit kolektiflik hem mahallede hem dijitalde kurulmuş oldu. Bu tepkilerin içinde tabi ki aşağılayıcı bir tutum takınan da vardı ama bir şarkı başka bir gencin cesaretlenip evinde kayıt almasını tetikledi ve bu bir domino taşı gibi ilerledi. Dijitalleşme, karşılaşılmak istenilmeyen ve karşılaşıldığında da görmezden gelinen gençlerin “görünür” olmasını sağladı. Yoksul mahallelerden gelen gençlerin “biz de varız” deme şekli olan arabesk rap, alt sınıf gençliğinin ekonomik ve sosyal sorunlarını arabeskin kaderciliğiyle rap müziğin kızgınlığının birleşimi. Bu yüzden, arabesk rap içinde aşk odaklı şarkılar barındırsa da dışlanılmayı ve ötekileştirilmeyi içerir. Arabeskten daha öfkeli ve yüksek sesli olsa da arabesk rap’in sistem eleştirisi yaptığını söylemek güç. Yine de ele aldığı sorunlar bağlamında düşünüldüğünde bu problemlerin görünürlüğünde arabesk rap’in etkisi olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Arabesk Rap Gerçekten Öldü mü?
Yukarıda belirttiğim gibi genellikle ezik, iğrenç, leş ve daha ağır sıfatlarla nitelenen bu alt kültüre bağlı benzer örnekleri günümüzde müzik piyasasında duymak mümkün. İlk yayıldığı dönemde arabesk rap şarkıları çok kötü ses ve video kalitesine sahipti. Şu an aşağı yukarı aynı tarzdaki şarkıları daha kaliteli bir stüdyo ve prodüksiyon sürecinden geçirdiğinizde muhtemelen milyon dinlenme ve tıklanma alacaktır. Hatta dizilerde bile çok rahat kullanılabilir. Peki ne oldu da bundan yaklaşık 10 yıl önce çoğunlukla tu kaka olan arabesk rap bugün farklı şekillerde karşımıza çıkıyor ve büyük bir beğeni topluyor. Ülkede artan rap ve arabesk ilgisini anlamak için galiba son 10 yılda yaşadıklarımıza bir dönüp bakmamız gerekiyor. Şimdi yazının başında not ettiğim soruyu MERO’nun Olabilir videosunun Youtube’da 119 milyon tıklanmaya ulaştığını belirterek düşünmenizi istiyorum, arabesk rap öldü mü?