Elektroniğin her yeri sarmaladığı, rap’in çalınmadığı yer kalmadığı şu günlerde Punk Rock üzerine üretmek her ne kadar bir tür deliliği barındırsa da, bu işe baş koyan cesaretli insanları yerli sahnede görmek oldukça sevindirici. En azından bu kısır döngü içerisinde kulağımıza iki farklı ses geliyor da, biraz farklı şeyler dinleyebiliyoruz. Sayıları bir elin parmağını geçmeyen bu işlerden bir tanesi de Reptilians From Andromeda.
2016 yılında çıkardıkları debut albümleri “Whatever”, 2018’de “Dialogues for Monkeys” adlı ikinci albümleri, sonrasında ise grup geçtiğimiz günlerde “Bloodlust of the Doll Witch” adlı yeni EP’sini yayınladı. 5 şarkıdan oluşan bu EP’nin kayıtlarında davuda Başak Karacan, bass gitarda Kerim Gönençer, gitarda Tolga Özbey ve vokalde is Aybike Çelik Özbey yer alıyor.
Punktan ne bekliyorsak o!
RFA, diğer albümlerde olduğu gibi yine sözünü çekinmemiş. Zaten Punk ya da Garage rock sınırlarında bir müzik icra eden grubun, liriklerde suya sabuna dokunmadan iş yapması beklenemezdi. Bu noktada albüm beklentileri karşılıyor. Albümdeki besteler ya da düzenlemeler de Garage grubundan ne bekleniyorsa, onu fazlasıyla karşılar nitelikte.
Vokaller için RFA’ye getirilen genel eleştiriler özellikle İngilizce telafuz üzerindendi, bu EP’de kayıt kalitesinden midir bilinmez ancak Aybike’nin telafuzunda herhangi bir problem yaşandığını söyleyemem. Bence iyi. Bunun yanı sıra Türkiye kökenli bir gruba telafuz üzerinden eleştiride bulunmak da ayrı bir anlamsızlık ama bu konuyu hiç uzatmak istemiyorum. Müzik üzerinden eleştirini yapsana yahu kardeş?
EP’ye gelince diğer albümlere kıyasla çok ciddi bir prodüksiyon farkı olduğundan bahsedebiliriz. Eğer albümü bandcamp’ten dinlediğim için değilse, bestelerde diğer albümlerden çok daha iyi bir ses dengesinin olduğunu belirtmek gerek. Bunda hiç kuşkusuz Mix & Mastering’in başına Fran Ashcroft’un geçmesiyle ilişkili olduğunu düşünüyorum. EP’deki ses dengesi oldukça başarılı. Ben bundan kendi adıma memnunum. Şöyle ki; Garage rock her ne kadar ham ve kirli prodüksiyonlarıyla bilinen bir müzik türü olsa da, EP’nin prodüksiyon kalitesi oldukça iyi ve ben bundan fazlasıyla memnunum.
Sonuç olarak, her yerin aynı seslerle yankılandığı şu günlerde, yeni EP’si ile RFA yoklukta güzel bir soluk getirdi kulağıma. RFA’in her şeyden öte Türkiye’de Punk ruhunu ve duruşunu koruyan, gözeten ender işlerden biri. Sadece bu bile RFA’yı sarıp sarmalamak için bir neden!