“Bir odada senden daha iyi flow yapan yoksa muhtemelen yanlış odadasındır.”
Yazıya başlamadan önce bir albüm önerisi: Skepta – Ignorance is Bliss (Cahillik Mutluluktur)
Hip-hop dünyasını bilenler, bilmeyenler. Rapçileri iyi tanıyanlar, sanatçı karakterine göre dinleyenler, hiç dinlemeyenler. Gündem diss. Belki de bundan 10 sene önce bu kadar konuşulmasını tahmin bile edemeyeceğimiz, rapçilerin birbirini yenmeye çalıştığı şarkılar. Sadece yenmek de değil. Birbirlerinin kariyerini bitirmeye çalışıyorlar.
Her şeyden evvel şunu da netleştirmek gerekiyor: Diss, hip-hop kültürünün kalbidir. Hip-hop sokakta kavga etmeyi değil, atıştığı kişiyi stüdyoda “bitirmesini” teşvik eder. Ve kendine güvenen bir MC, herhangi bir özelliğini, müziğini beğenmediği bir MC’ye diss atar, normaldir. Eğer kaliteli işler çıkarsa bundan en kârlı çıkan taraf ise dinleyici olur. Rap saldırgandır. Yarışa teşvik eder. En iyi olmaya çalışırsın.
Şimdi, Türkiye piyasasında daha önce çok görülmüş ancak hiçbir zaman bu kadar ilgi çekmemiş bir konuyu konuşuyoruz. Son 1 haftada tam 6 diss şarkısı dinledik. Son 3 senede büyümekle meşgul olan MC’ler, Trap-Rap tartışmasını Twitter’dan stüdyoya taşıdı; ki olması gereken buydu.
Newschool isimlerden Ati242, PMC kanalına telif atarak kapattıran Hayki’ye “Sürtük” isimli parçayla diss attı. Buraya en son geleceğiz.
Bir konuyu kesinleştirmemiz lazım. Neden kavga ediyor bu insanlar?
Ana sebebi basit. Tüm dünya tutuşmuş durumda. Trap müziğin, politikadan, sokaktan uzak olduğunu düşünenler, “müzik değil” iddiasıyla suçluyor sanatçıları. Trapçiler de “biz özgürüz, hip-hop özgür, istediğimizi yaparız” açıklamasını yapıyorlar çoğunlukla. Çünkü şarkı içeriklerinin çoğu “kadın, seks, viski ve araba.” Trap’in arkasına sığınan sanatçıların gerçek trap sanatçıları Khontkar gibi isimlerden ayrıldığını da belirtmek lazım.
Rap yeni bir müzik. 30 sene önce dinleyen sayısı dünya nüfusuna göre bir avuç insan kadardı. Değişiyor, gelişiyor, gelişirken evrim de geçirebiliyor. Dünya, eski-yeni tartışmasına bugün bile çare bulamamışken, “yeni nesil bitmiş” klişesi hala kullanılıyorken rapte de böyle bir şey yaşanmasını normal bulabiliriz. Bugün rapin 15’ten fazla çeşidi var.
Peki dinleyici için önemli olan nedir? Kalite. İnsanların aradığı şey de o. Benim için Khontkar’ın “Olmaz” şarkısı Hidra’nın “Gibi” şarkısı kadar önemli. Belli konular dinleniyor diye sadece o konuların üzerine giderek şarkı yapmak saçmalık. Bugün sokak çocukları işi tutuyor diye bir parça çıkarmak da buna dahil. Sound da önemli değil. Bir derdi anlatsın, bir mantıktan bahsetsin, bir konu etrafında dönsün yeter.
Türkiye’de kalite sadece müzikte değil neredeyse tüm alanlarda es geçildiği için rapte de aslolanın dinleyiciye -hangi tarzda olursa olsun- duygu vermek olduğu unutulabiliyor.
Khontkar, kendini “bizimki özgür müzik değil mi abi” diyerek savunuyor. İyi de savunuyor. Karşı taraf da “müzik yapmıyorsunuz” iddiasında. Yazının bu tarafı cepte.
Bir de arada Ben Fero var
Ben Fero ile Khontkar’ın arasında temel bir fark bulunuyor. Khontkar kim ne derse desin çok iyi bir müzisyen, ayağı yere basan, müzik şirketi sahibi, istediğinde çok kaliteli şarkılar çıkarabilecek biri. “Ben trapstarım” diyor. “Özgürüm”. Khontkar’a saldırıldığında bu özelliklerini öne çıkarabiliyor.
Ben Fero ise biraz daha basit bir rapçi. Yaptığı işe büyük saygı duyuyorum, çünkü Türkiye’de olmayan bir şeyi yaptı ve oradan yürüdü. Akıllı bir taktikti ve tuttu. Ama “insanlar eğleniyor bu da yeter” cevabından kurtulması gerekiyor.
Norm Ender geçen hafta çıkardığı “Mekanın Sahibi” isimli parçada Ben Fero, Ceg ve Khontkar başta olmak üzere yeni akımı hedef aldı. İddiası, basit müzik yapıldığıydı. Viskiden bahsetti, polis diyaloglarından bahsetti, -ki Ceg’in şu an devam eden 7-8 davası var- bunu yapması da, herkes laf edip susarken, Norm Ender’in “kral çıplak” demesi de olağan bir şeydi. Şarkıdan birilerine karşı olduğu net şekilde anlaşıldı ancak şahsen ben pek bir mantık bulamadım. Hem de o kadar çok yüklenilecek şey varken. bu benim uzun süre dinlememe rağmen çıkarabildiğim sonuç buydu. İkinci bölümde bas Autotune, ol Lil Pump” kısmı bu kadar başarılıyken, “Beni devrimci gençler dinler” kısmı tam fiyasko. Zaten burada çoğu rap sever ile de ortak paydada buluşuyoruz. “Guerrilla Republik” gibi. Burayı da cepte tutalım.
Sonra Hidra, dün gece “Sniper” isimli bir parça çıkardı. Hayranları sevdi. Çünkü Twitter ortamından çıktı, stüdyoya geçti, Khontkar’ın mixtape’lerine saydırdı ve basit iş yaptığını, rapçi olmadığını, yazamadığını söyledi. Flowların çok başarılı olduğu yerler vardı. Normal bir şarkı olsa her zamanki gibi Hidra’ya övgüler yağardı. Ama bence bu kez fazlası yoktu.
Hidra ve Norm Ender, şarkıları çıkarırken karşı taraftan cevap gelmeyeceğini düşünüyordu. Özellikle Hidra. Çünkü “diss”inin yarısında şarkı sözü yazamadığı iddia edilen Khontkar, 4 saat sonra şarkı çıkardı ve cevap verdi: Altın Diş.
Şarkının isminin “Altın Diş” olma sebebi var ve güzel bir seçim. Bundan seneler önce Hidra, kavgalı olduğu Grogi’ye “Beyaz Diş” isimli bir parçayla diss atmıştı ve hâlâ güncelliğini koruyan o şarkı, Grogi’den bile alkış almıştı.
İlk bölümde “ben traplordum, battle da yapabilirim” diyen Khontkar, herkese meydan okudu. Kritik de bir tespitle şarkıya girdi, çevirisi, “biz trap işiyle çok para kazandık, siz de o yüzden bize saldırıyorsunuz”du. Güzel bir eleştiri çünkü bunun tersini açıklayamazlar. Olmaz yani. Yeni sound’ların, evrim geçiren müziğin daha çok ilgi çektiği yüzde 100. İlgi de parayı getiriyor. Khontkar’ın küfür ettiği yerler ise fecaat. Seviye düşüyor, şarkının başında yakaladığı havayı kaybediyor.
Sonuç Yerine
Yazının sonunda, yazı boyunca cebimize attığımız şeyleri toparlayalım. Bana göre, bir insan yüzbinlerce kişinin dinleyeceği bir iş yapmadan önce kendini iyi anlatmaya çalışır. “Derdimi iyi anlatayım” der en azından. Bir de şarkıların ismi “diss” olunca, bu daha çok beklenir.
Şimdi, benim aklıma tüm şarkıları dinledikten sonra şu takıldı: Bu insanlar neden kavga ediyor? Kişisel husumetleri mi var, yoksa cidden müzik için mi tartışıyorlar? Bu soruların cevabını herkes alabiliyor mu?
Çünkü şarkılarda neye, niçin laf edildiğini anlayamıyoruz. Birilerinin çok iyi, birilerinin çok kötü olduğu anlamını çıkarabiliyoruz. Şehinşah, yazının en başındaki sözü gerçekten şarkısında geçiriyor, bu yaz “Yaz Yağmurum” adlı sadece ticari kaygılar taşıyan bir şarkı çıkarmışken.
Hidra, kadını obje gibi gösteren Khontkar’a bu konuyla ilgili bir kez bile soru sormuyor. “Abi yeter, derdiniz ne?” diyemiyor. “Neden elmas kolyelerinle rap yapmaya çalışıyorsun?” demiyor. Pembe saçlı diyor. “Jenga” şarkısından bahsetmiyor. Tüm bunların yerine kendini üstün gördüğünü söylüyor. Trap’in eleştirilecek onlarca noktası var. Eğer müzik iyiye gidecekse bu noktaların dinleyiciye de anlatılmasıyla gidecek.
Norm Ender, büyük bir çıkış yapıyor ama sadece kendi için yapıyor gibi duruyor. Yani bir sağlam dayanağı, sağlam flow’u, “oooo” dedirtecek sağlam “punch” yok.
Ezhel, “LOLO” şarkısında yine de kendini iyi savunmaya çalışıyor. Ama kendini. Yaptığı müziğin haklı tarafını anlatamıyor. Herkes bir şeyler biliyor, konuşmuyor.
Biz kaliteden bahsettik ya, son 1 yıla kadar kendi dilimde rapi kaliteli bir tarzda dinleyebildiğim için şükreden ben, artık bunu kaybettim. Çoğunluk kaybetti. Evet, yeni dinleyiciler de akın akın geliyor. Ama ben kendilerinde olduğunu söyledikleri özellikleri yansıtamayan insanların şarkılarına “oha çok güzel olmuş” diyemiyorum. Ati242’nin yüzde yüz haklı olduğu bir konuda çıkardığı parçanın hiçbir şey yansıtmadığı gibi.
“Çünkü içi boşaltıldı bütün kavramların.
Uyuştular en kuytu köşelerde vazgeçenler.
sonra vücut buldu zihinlerde çaresizlik,
bana bunu sorup durma yok bir çare belki de.”
(Gazapizm– Kafam Karışıyor)
4:otuzüç diss sıralaması
- Hidra-Sniper 6/10
- Khontkar-Altın Diş 5.5/10
- Norm Ender-Mekanın Sahibi 5/10
- Ezhel-LOLO 4.5/10
- Şehinşah- Shedder’in Krang’i 4/10
- Ati242 – Sürtük 3/10