Boy band’den Yalnızlık Mevsimi’ne

Comments (0) Albüm, Bizim Sahneler, Genel

Kargo denince aklıma lise zamanlarım geliyor. Lise dediğim ise 2000’li yıllar. O zamanlar Gaziantep’te yaşıyordum ve yine o zamanlara kadar popülerle ilişmemek için, o küçük kırsal kentte kendi alternatiflerimi üretmiştim.  Çevremdekiler inatla Serdar Ortaç dinlemeye koyulurken; Grup Yorum, Kızılırmak gibi protest grupları dinlerken buldum kendimi. Ancak liseye gelirken, Koray Candemir’in Sade albümündeki “Aşk” adlı şarkıya ilişti gözüm. Ney ile kotarılmış bir şarkı Gaziantep’te yaşayan bir ergeni fazlasıyla tatmin etmişti. Sonrasında “Sade” albümü, sonrasında Kargo’nun “Sen Bir Meleksin”i, sonrasında kent ozanı MŞŞ’nin karanlık cümleleri, Koray’ın ahey ahey inlemeleri derken lisede kendimi azıllı bir Kargo fan’ı olarak buldum. Ancak beni asıl etkileyen ne fan’lığımdı, ne de grubun çetrefilli hikâyesi… Beni etkileyen Yalnız Mevsimi adlı albümün ta kendisiydi.

Kargo’nun hikâyesi uzun ve çetrefilli, ne de olsa Türkiye’nin ilk Boy band’lerindendi grup. Koray’ın oldukça Avrupai vokali, Selim’in Türkiye’den uzak düzenlemeleri, MŞŞ’nin karanlık dizeleri,  Serkan’ın döneminin çok ötesinde klavye dokunuşları ve sessiz kahraman Burak. Burada Deniz Aytekin’i unutmamak gerek, grubun ilk vokali olarak Sil Baştan albümünde yer almıştı kendisi. Sonradan grubun “biz biraz sound’umuzu değiştirmek istiyoruz” yorumuyla Kemancı’da “Deniz Kızı” adlı grupla sahne almaya başladı

 90’lar ve Müzik Piyasası 

90’lar enteresan bir dönem… Bir yandan neoliberal küresel politikalar, bir diğer yandan bu politikaların toplumdaki her sosyal yapı üzerindeki derin etkisi… Müzik de, çoğu sosyal mefhum gibi bu politikalardan derin bir şekilde etkilenecekti, fazlasıyla etkilendi de… Müzik bu dönemde kurumsallaşmaya başladı. Misal Türk Pop müziği ortaya çıktı. Oysa Türkiye’de önceden de popüler müzik türleri vardı ancak ilk defa bu dönemde Türk pop müziği yurt dışındaki gibi prodüksiyonla, promosyonla üretilmeye başlandı. Özel TV kanallarında Türk pop müziği besteleri her gün yayınlanıyordu. Klipler ardı ardına yayınlanmaya başlandı. MTV gibi müzik kanallarıyla yurt dışında üretilen müzikler, Türkiye’de daha çok yankılanmaya başlandı. Dolayısıyla müzikal geçişkenlikler arttı, dönemin gençleri Batı’da üretilen müzikten daha çok etkilenmeye başladı.

Tüm bunlar yaşanırken; Kemancı, Captain Hook ve Roxy gibi mekânlar Taksim civarında birbiri ardına açılmaya başlandı. Bu mekânlar dönemin gençlerine adeta, gelin burada kendi müziğinizi üretin diyordu. Gençler ise kültürel geçişkenliğin daha fazla olduğu bu mekânlarda, genellikle rock çalıyordu. İşte tam da bu atmosfer içerisinde çıktı Kargo.

 Bir Boyband olarak Kargo 

MŞŞ ve Selim tarafından kurulan grup, sırtına rock imajını yükleyerek yola çıktı. Sil Baştan albümü, bahsettiği gibi alışık olduğumuz kadrodan çok daha farklıydı. Grubun o dönemdeki yaklaşımı biraz daha alternatifti. Sonrasında özellikle rock’a artan ilgi ve taleple, grup yolunu biraz değiştirme kararı aldı ve Raks Müzik ile anlaşarak ikinci albümleri “Yarına ne kaldı?” adlı albümü yayınladı.

Grup bir boy band gibi piyasaya sürüldü. Koray ise bu parçanın kendine has vokali ve ‘karizmatik’ haliyle önemli bir parçasıydı. Klipleri profesyonel bir şekilde çekildi. Ancak ne kadar grup bir boy band gibi konumlansa da, albümdeki parçalar gerek düzenlemesiyle gerekse de MŞŞ’nin karanlık sözleriyle diğerlerinden oldukça farklı bir noktada yer almaktaydı.

Şairin Elinde gibi bir şarkı bu albümde yer almaktaydı. Misal bu albümdeki sözler, bana sorarsanız üçüncü yenilerin hepsinin lirik kalitesinden çok daha yüksektir. İlk albümdeki başarıdan sonra ikinci albümleri hemen bir sonraki yıl yayınlandı. Ne de olsa ilgi görüyorlardı, plak şirketleri ise buradaki ilgiyi paraya çevirmek zorundaydı.

 Sponsorluklar, Konserler ve Bir Kaza 

İkinci albüm “Sevmek Zor” adıyla çıktı. Grup bu albümde Colins ile sponsorluk anlaşması imzalamış, artık popüler bir rock grubu haline gelmişti. Birbiri ardına düzenlenen konserler ve turneler, sponsorluk anlaşmaları ve Universal Müzik ile imzalanan yeni albüm sözleşmesi grup için artık bir sonraki seviyeyi işaret etmeye başlamıştı ki, bir trafik kazası yaşandı o dönem. Bu kaza sonrasında grup çevresine bakındığında kimseyi bulamadı. Hiç kimse yoktu çevrelerinde. Ne sponsorlar, ne plak şirketi, ne de büyüyen, gözleri kamıştıran şöhret basamakları… Yalnız kalmışlardı. Büyük bir karanlık içine gömülen grup, o yalnızlık atmosferi ile dönemin çok çok ötesinde bir albüme imza attı: Yalnızlık Mevsimi

Yalnızlık Mevsimi albüm kartonetinde bir bisiklet selesi barındırıyordu. Sil Baştan haricinde tüm albüm kapaklarında grup elemanlarının fotoğrafı varken, bu albümde grup o dönemin şartları düşünüldüğünde, bir bisiklet selesini albüm kapağını koyarak, endüstriyelleşen müzik endüstrisine karşı büyük bir meydan okuma içerisine girmişti – ki bu meydan okuma unutulmasın Universal Müziğe karşıdır.

Tek bir ‘catchy’ şarkı barındırmayan, Boğaziçi, Arabic Fahişe, Kaderin Dizaynı, Yalnızlar Çağı, Sürgün gibi kapkaranlık şarkılara sahip bir albümdü. Tamam, Kargo belki o döneme kadar da karanlık şarkılar yapmıştı ancak hiçbiri böylesine ağır değildi. MŞŞ’nin kalemi de zirve yapmıştır bu albümde. Kalemi hiç acımamıştır. Boğaziçi ve Arabic Fahişe’de bitmek bilmeyen Doğu-Batı ikilemimizi, Kaderin Dizaynı ya da Yalnızlar Çağı’nda ise yalnızlaşan modern bireyin çelişkilerini oldukça sert bir şekilde kaleme almaktan çekinmemişti. Yalnızlık Mevsimi, grubun Universal Müzik desteğinin de etkisiyle o zamana kadar yapılmış en iyi prodüksiyonlu işi olabilir. Tertemiz bir kayıt. Koray’ın vokali, gitarın kayıtlarının temizliği, Serkan’ın klavyesi ve ötesi… Hatta albüm dinlenildiğinde, şu diğer albümleri de bir remaster edilse mi diye düşünmeden edemiyor insan.

Bu albüm, nereden düştü aklıma ya da neden yazmak istedim bilemiyorum. Ancak aradan yıllar geçse bile, gerek ortaya çıkmasına sebep veren trajik hikâyesi ile gerekse standartlaşan müzik piyasasına sergilediği duruş ile döneminin çok çok ötesinde bir albümdür. Unutulmaması gerekir. Unutmayın, unutanlar, unutulanları, asla unutmazlar.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir